top of page

Öyle Bir Ülke Ki...

  • Yazarın fotoğrafı: Atalay Nallıdere
    Atalay Nallıdere
  • 21 Tem 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Nis 2022



Öyle bir ülke ki, insanları olmak istedikleri ile olabilecekleri arasına sıkışıp kalmışlar. Felaket tellalları, dalkavuklar, deliler, zübükler, hainler, palyaçolar...


Yalnız başlarına bir köşede yukardakilerden biri olmaktan vazgeçenler ya burada kalıp kendi aralarında kavga edip duruyorlar ya da çekip gidiyorlar. Ya batıya ya da doğuya.


Kavga etmeyi sevmiyor olabilirsiniz, hiçbir şey ile hiçbir derdi olmayacak kadar hayattan bezmiş olabilirsiniz; yine de kavga etmek ve en azından kendinizin peygamberi olmak zorundasınız. Felaket tellalları durmadan bu gidişat iyi değil diyorlar. Kuraklık, susuzluk, açlık, işsizlik.... isyan. Her bir dalkavuk her gün delilerden beşini dolandırıyor. Deliler bitmiyor, biri akıllanırsa öteki daha da aptallaşıyor. Deliler olmasa bu ülkenin ekonomosi çoktan bitmişti. Zübükler sırıta sırıta kavganın meyvesini yiyor. Her devirde ve fırsatta güçlünün yanında olmak başlı başına bir sanat. Hainler, aslında sadece onlar kendilerini hain zannediyorlar. Palyaçolar hakkında ise kitaplar yazılır. En azından palyaçoluk hakkında ben bir kitap yazabilirim; çünkü ben bir palyaçoyum.

--

İzahı olmayan şeyin mizahı olmalı mı? Palyaçolara sorarsanız olmalı. Savaşı, dökülen kanları, ırkçılığı, cinsiyetçiliği, gericiliği, her türlü iğrençliği güldürmek için kullanabilmeli palyaço. Yoksa elinden ne gelir ki? Derdi olan insanlar başkalarının önemsiz dertleriyle güldürülür. Siyasetçiyi palyaçolukla suçlarken bile palyaçoluk yapar. İlgi alaka bekler, yalnız kaldığı zaman çıldırır. Konforlu bir muhalifliktir palyaçoluk.


Dikkat ederseniz melek olduğunu iddia edenler her zaman hiçbir şeye gülmeyen suratsızlardır. Her şeyi kendine dert edinen küçük mahlukatlar. Her zaman sorulacak bir soru kalacağını iki dakika düşünse anlayacakken, bütün dertlerin aynı anda çözülebileceğine inanan ahmaklar.


Biz palyaçolar ne mi haldeyiz? Biz öyle bir haldeyiz ki, yediğimiz dayağın, gasp edilen haklarımızın, çalınan geleceğimizin, mahvedilen huzurumuzun mizahını yapıyoruz. Hiç düşünmüyoruz ki, acaba bunlar olurken mizah yapmamıza neden izin veriyorlar? Mutlu olmadığımız, olamayacağımız sürece istediğimiz kadar gülmemize, güldürmemize izin veriyorlar. Bunun farkında olanlar da bizim mizahımızı yapıyorlar. Kendi hayal dünyalarında aslında palyaçolara palyaçoluk, muhaliflere muhaliflik ediyorlar.

--

Tahmin edebileceğiniz gibi özgüvenimiz yok. Hayatımız boyunca hiçbir şey başaramayacağımızı düşündüğümüz için zaten çareyi gülmekte ve güldürmekte bulduk. Bize özgüvenli olmamız öğretilmedi, özgüven kazanmak için hiç çabalamadık. Şahsen hayali olmayan insanlara bile gülebiliyorum.


Rakibine başkaldıramayan duygusal genç sporcular, yaptığı işten zevk almayan milyonlar, örnek almak istediği bir kişi bile olmayan çocuklar, büyüklerinden nefret eden gençler: Hepsi aslında bizim eserimiz. Özgüvenimiz olmadığı için başkasının da özgüveni olmasını istemiyoruz. Başaramayan ile dalga geçiyoruz, cevap verirken sesi titreyeni daha da aşağılıyoruz. Kimsenin biz mutsuzken mutlu olmasını istemiyoruz. Sadece bizimle birlikte somurta somurta, ağlaya ağlaya gülebilirler.

--

Zaten haber izlemeyi bile bıraktık. Olan bitenin ciddiyetle anlatılmasına katlanamıyoruz. Kan görmek istemiyorum, bağıran insanlardan nefret ediyorum. Sessizce olsa da en azından şiddete karşıyım. Yoksa şiddetten sadece kaçıyor muyum? Acaba bir gün yakalanır mıyım? Siyasetçilerin hiçbirini sevmiyorum, fakat siyaset üzerine hiç düşünmeden. Sorarlarsa güldürmek için tarafsız olmak gerekir diyorum. Tam bir palyaçoyum.

-



Comments


  • Facebook
  • Spotify
  • Instagram

 © camduvar kültür sanat 2021

bottom of page