top of page

Büyük Ev Karantinada

  • Yazarın fotoğrafı: Burcu Karael
    Burcu Karael
  • 6 Ara 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Ara 2020


Salgının hafif travması: Ev mevhumuyla yüzleşmek.



2020 Kasım sonu itibariyle 60 milyondan fazla insanın yakalandığı ve 1,5 milyona yakın insanın öldüğü tespit edilen Kovid-19 salgını, hayatımızın en yeni ama en belirleyici etkeni olmayı sürdürüyor. Sağlık sisteminin yeterliliği, ölümle yakınlaşma, sosyal fobi gibi daha ciddi sorunların yanında pek de ciddiye alınmayan bir durumun içine zorunlu olarak atılıyoruz: evde olma hali.


Mimarlık eğitimimden hatırladığım bir anekdot var. Derimizin üzerinde bir katman olarak kıyafetlerimiz, onun üzerinde de bir katman olarak yaşadığımız yer yani ev vardır. Ev, bizim ikinci kabuğumuzdur. Evi kendimden ayrı değil de bir uzantım olarak düşünmek farklı ama bir o kadar da doğru geldi o an bana. Onun dışında canlı kalabiliyor olsam da, arada ona çekilmeyi isterim. Sonra bir katman daha olduğunu öğrendim: Şehir. Nasıl farklı meyvelerin farklı kabukları varsa, farklı insanların da farklı kabukları vardı. Kırsalda yaşayan biri için ev geniş ve çoğunlukla içinde bulunduğu kabuğuydu. Yeme-içme, toplanma, eğlenme, tartışma gibi sosyal etkinlikler hep onun içerisindeydi. Metropol insanları için ise ev daralmıştı, belki sadece uyumak için gidilen dar bir kabuktu, onların esas oyun alanları ise şehirdi. Restoranlarda yenilen yemekler, eğlence mekanlarında bir araya gelmeler, sinemalarda izlenen filmeler ve sonrasında üzerine tartışmaları vardı onların. Ve bilin bakalım “eve kapanma” durumu kimlerin hayat akışında radikal değişikliklere sebep oldu?



Şehrin merkezinde, işine yakın diye eksi ikinci kotta tuttuğu, zaten anca gece uyumaya gittiği evine kapanan firma çalışanı, yemek kokusunun tüm eve dağılıp iki gün çıkmadığını fark etti. Arkadaşlarıyla birlikte yemek yedikleri salonu kesip atılmıştı sanki evinin, tabağını alıp odasında yemek yiyormuş gibiydi.


Büyük evleri zaten abluka altında olan kentliler, adeta kızgın bir ebeveyn tarafından odalarına gönderilip hapsedildiler. Büyük Ev bomboştu artık; eğlencesi, tekinsizliği, trafiği yoktu. İnsanların tek tük, çekingence ve mesafeli yürüdüğü sokaklarına (koridorlarına) bakmak, eşyalarını toplayıp taşıdıktan sonra yıllarını geçirdiğin evin boş duvarlarına bakmak gibiydi. Bir zamanlar canlı olan mekanların kapalı kepengi, duvarda asılı fotoğraflarının çerçeve izi gibiydi boş salonda.


Doğduğu evden çıkıp, Büyük Ev’de bir oda tutmuş ve kendi ailesini edinmiş çoğu genç, ya maddi bağımsızlığı henüz olmadığından ya da kazancı sekteye uğradığından içine doğduğu ailenin evine döndü. Aile evindeki odası, Büyük Ev’deki odasından da dar geldi. Belki daha da çok gencinse evinden ayrılıp Büyük Ev’in bağrında okuma ve çalışma umudu “her şeyin normale döndüğü” ileri tarihlere atıldı.


Dar odalarımıza geniş ve sanal salonlar eklemeye çalıştık internet marifetiyle. Çevrimiçi konuşma yapılabilen yere “Chat odası” denildiğinden beri sanal mekanlara aşinaydık zaten. Ev, iş, eğitim, eğlence, yemek ve yaşama dair başka ne varsa tek odamızda ve ekrandan görebildiğimiz geniş salonumuzda yaşıyoruz artık.


Büyük Ev’in salonlarında tekrar bir arada olabilmenin uzak umuduyla…

Comments


  • Facebook
  • Spotify
  • Instagram

 © camduvar kültür sanat 2021

bottom of page