Oscar Wilde, Dudaklar ve Eller
- Burcu Karael
- 6 Ara 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Ara 2020

Oscar Wilde’ın mezar taşına kondurulan öpücükler bana Arjantin’de Eller Mağarası’nda bulunan tarih öncesi el izlerini hatırlatıyor. İnsanların kendine ait en samimi kalıntıyı bıraktığı, ellerini duvara koyup üzerine tükürük ve kanı püskürtmesiyle oluşturduğu izleri. Belki kanla değil ama rujla boyadıkları taş, dudaklarını bu adamın dünyadaki kalıntılarını işaretleyen soğuk taşa değdirerek onunla ettikleri pek dolaylı temas, ne kadar zihinsel iletişim eserleriyle kurulabilse bile insanın yanıp tutuştuğu fiziksel iletişimin en dolaysız göstergesi.

Wilde için çok uygun bir mezar taşı kanımca. Kendini sadece zihnine kıstırmamış, hayatı çoğu rengiyle yaşamış ve şöhretin hem iyisini hem kötüsünü kazanmış bir sanatçı o. Bazılarına göre aziz, bazılarına göre ise bir sapkın bir dilbaz. Her şeyiyle kabul görmeyeceğini bilmesine rağmen her şeyini ortaya dökmeye cesaret etmiş biri.

2011’de bir bariyer konuldu bu sanat eserine verilen zararı önlemek için. Bu eserin karşısında duran kişiyi izleyici konumuna sıkıştırmak, teması kesmek için. Hem sanatın, hem sanatçının böyle etkileşemeyeceğimiz, bağ kuramayacağımız bir yere kaldırılması (çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız) sanatı içselleştiremeyenelerin işi gibi geliyor bana. Korumak adı altında elimizin altından alınıveriyor. Çocuğun kırmasından korkulup dolabın üstüne kaldırılan bir oyuncak gibi. İnsanları şeffaf plastik duvarların arkasından görmeye alıştığımız bu günlerde “yeni normal”e son derece uygun belki. Ne var ki insan fiziksel etkileşimin yerine geçer bir şeyi bulabilmiş değil. Mezarı ziyaret edenler cam bariyere öpücük izleri bırakmaya devam ediyor.
Comments