top of page

Kararsızlığın Kör Noktası

  • Yazarın fotoğrafı: Oğuzcan Nallıdere
    Oğuzcan Nallıdere
  • 25 Ara 2020
  • 2 dakikada okunur

“Peki bu konuda ne yapmayı düşünüyorsun?” Sanki her hangi bir konuda her hangi bir şey yapmam gerekiyormuş gibi sordu bana bu soruyu. Sinirle havaya kaldırdı doğan yumruğunu. Korktum, kabul ediyorum, ancak ben kendi varlığım ve ilerleyişim dışında hiç bir konuda hiç bir şey yapmam gerektiğini düşünmüyorum, hatta genel olarak bir şeyler yapıyor olamaya karşı olduğum da söylenebilir bence.

Varlığı ve varoluşu benimle alakalı olmayan, benim seçimim olmayan şeyler hakkında hiç bir şey yapmak zorunda değilim, hatta bu önermeyi bir adım ileri taşırsam, varoluyor olmak da benim seçimim olmadığı için kendimi yokluğa da kavuşturabilirim. Yoklukla benim aramda seçimlerimden başka hiç bir şey yok ki her şekilde, ortada sadece yapılacak seçimler var.

Peki ya seçmiş olduğum, seçecek olduğum, seçiyor olduğum hiç bir şey yok ise hayatımda. Boşlukta birbirine çarpan kayalardan çok da üstün değiliz bence. Varlığımızın farkında oluşumuzun elimize verdiği tek güç varlığımızı sonlandırabiliyor oluşumuz.


Beni somut hale getiren varlığa var olmak gibi bir borcum var mı? Düşünmüyorum öyle bir borcum olduğunu. Peki öyleyse beni hayata bağlayan şey ne? Beni birilerinin elini tutmaya, kadehimden yudum yudum içerek yokluğa yaklaşmaya iten şey ne?! Böyle bir ihtiyacım yok benim, bu kadar acınası bir insan değilim.

Varlığın gidişatına karşı koyan insanoğlunun beni tiksindiriyor olduğu bir gerçek, ancak bu benim yaşama tutunma arzumu köreltmiyor. Varolma akışımı engelleyen bir durum sözkonusu ortada sadece, bir huzursuzluk, içine doğmuş bulunduğum bu dünyayı, düzeni, doğan güneşi aşamamazlık. Bu hep var aslında, hepimizin her anında var.

Ben her şeye rağmen yaşamayı seviyorum, ama yanlış anlaşılmak da istemiyorum. Böyle bir şey istemem. Ancak benim ne yapmak istediğim hakkında pek bir fikrim de yok.

İnsanların birbirinin üzerine attığı bombalar beni ilgilendirmiyor, sizin benden nefret ediyor ya da beni çok seviyor olmanız beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren tek şey benim bu hayatta. Bencil olduğumu da düşünmeyin sakın, sizi seviyorum, hepinizi. Ancak ne yapmalıyım ki ben?

Varlığımı bir noktaya kadar devam ettirecek olacağım bir gerçek. Ancak o noktaya varmak benim amacım değil. Ölüm bir amaç değil, ölüm bir araç değil, ölüm bir kaçış değil, ölüm bir yokluk değil. Ancak ortada insanın derinlerinde taşıdığı bir amaçsızlık var. Sorun bu amaçsızlıkla ne yapacağımız bence, yarın ne yapacağımız, her hangi bir konu hakkında ne yapacağımız değil. Sikmişim evrende bu güne kadar bir şekilde gündeme taşınmış bütün konuları yoksa...


----

Tüm bu düşüncelerden yumruğun ölümüyle uyandım. Masa yumruğun ardından ağır ve acıklı bir ağıt yaktı. Bana verilen sınırlı süre zarfında bulamadığım cevapların altından yumruğun sahibi gözlere ulaştım; “Bilmiyorum...” dedim, “Aslına bakarsan kendi varlığım ve ilerleyişim dışında hiç bir konuda hiç bir şey yapmam gerektiğini düşünmüyorum, hatta genel olarak bir şeyler yapıyor olamaya karşı olduğum da söylenebilir...” diye devam ettim.


Anın içinde yaşadığım doyumsuz sonsuzluğa dalmıştım bir kere...


İlgili Yazılar

Hepsini Gör
Falcı

O an yolumu yolumu kesip el falıma bakmak isteyen falcının hocasından öğrendiği ilk kuralı çoktan unuttuğunu fark ediyorum. Artık...

 
 
 
Misafir

Halbuki sadece rüya görmek değil hayal etmek de uykuya dalabilenlerin hakkıdır.

 
 
 

Comments


  • Facebook
  • Spotify
  • Instagram

 © camduvar kültür sanat 2021

bottom of page