top of page

Bahçedeki Zambak ve Göklerdeki Kuş

  • Yazarın fotoğrafı: Atalay Nallıdere
    Atalay Nallıdere
  • 12 Eki 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Eyl 2023


ree

Tek bir şey hariç, uzun zamandır bu dünyaya dair her şey ile barışığım. Aklım başımda olduğundan beri gözlemlediğim süregelen eşitsizlikle, kırgınlıklarla, çatışmalarla, küfürlerle bile barışığım. Açıkçası hiçbiri beni çok derin bir şekilde rahatsız etmiyor. Hatta bir çoğunu umursamıyorum bile, hepsi bir kenara neredeyse hiçbiriyle çözüm bulmak için uğraşacak kadar isteğim yok. Hepsini bir şekilde üzerine biraz düşününce anlamlandırabiliyorum. Samimi bir şekilde söylüyorum o kadarı bana yetiyor. Belki de bu yüzden, büyük olmasını bir kenara, elle tutulur bir şeyler başarabileceğime olan inancımı kaybettim. Bir şeyleri anlamak eskisi kadar beni büyülemiyor, dünyadaki her şeyi öğrenebilmeye olan isteğimden eser yok. Üzülüyorum ki biraz düşünsem anlayabilecek olmak ile tatmin oluyorum. Bununla övünen insanları yakından tanıdığım ve onlara dönüşüyor olduğum için ise içten içe bir utanç duyuyorum.


Derin bir şekilde rahatsız olduğum yalnız tek hissiyat var. İçinde bulunduğumu hissettiğim bedenin kendisinden başka bir şeye, olduğuna inanmadığım ruhuma, ait olması beni rahatsız ediyor. Bu durumun gerçek olduğunu iddia etmiyorum, sadece böyle hissediyor ve durumdan huzursuz oluyorum. Bu bedene ait olan gözlerle görüyorum, onun sayesinde yediklerimden zevk alıyor ve kokladıklarımla mest oluyorum. Fakat, zerre inanmadığım dualist fikirlerin getireceği hissayatlarla, hiçbir önemi olmadığına ikna olduğum bilincim ile lanetlenmiş durumdayım. Hissiyatımın, peri masallarındaki gibi başka hiçbir canlı ile takas edilemeyeceğinden, daha açık bir şekilde ruhumun hiçbir yere göç edemeyeceğini bilirken, bu safsataların getirdiği huzursuzluğua boğulmamın sebebi lanet değil de nedir? (Zaten durup dururken sürekli bir şeylerle lanetlenmiş hissediyorum, sadece bu hissayatın kaynağı birkaç haftada bir değişiyor.)


Göklerdeki kuş veya bahçedeki zambak gibi sadece tabiatının verdiği sorumluluk ile yaşayamamanın verdiği huzursuzluk, belki de bir bilinç fazlalığı. Kierkeegaard bunları öğütlerken bunu gözlemlemek bir kenara, başarabilecek son nesillerden birine ait olduğunun pek farkında değildi muhtemelen. Tabiatın insan olmaya yüklediği o tamamlayıcı sorumluluk çoktan kaybolmuş. “İnsan olmak”, tabiattan aykırılık ve ondan üstünlük özdeşleşmiş. Tabiatın hala içinde olabiliriz, insanların hepsini birleştiren tabiata karşı üstlendikleri sorumluluklar hala vardır ve bunları dışarıdan gözlemleyen canlılar olabilir. Fakat bunların hiçbiri bir önceki açıklama kadar basit ve anlaşılabilir değil. Hiçkimse sadece yiyip içip, uyuyor gibi gözükmüyor. Herkes bedenini sürekli onu ilgilendirmeyen hazlar peşinde koşturmayı kabullenmiş. Başka canlıları bile bu amaçlara alet etmişiz. Sirkler kuruyoruz, toprağı işliyoruz, atları yarıştırıyoruz, bakterileri bile rahat bırakmıyoruz. Bu günlerde, insan sayesinde, ne göklerdeki kuştan ne de bahçedeki zambaktan eser kalmamış.


İlgili Yazılar

Hepsini Gör
Falcı

O an yolumu yolumu kesip el falıma bakmak isteyen falcının hocasından öğrendiği ilk kuralı çoktan unuttuğunu fark ediyorum. Artık...

 
 
 
Misafir

Halbuki sadece rüya görmek değil hayal etmek de uykuya dalabilenlerin hakkıdır.

 
 
 

Yorumlar


  • Facebook
  • Spotify
  • Instagram

 © camduvar kültür sanat 2021

bottom of page